KARIN SESSİZ ÖĞRETİSİ
- Fizilal Akademi
- 22 Şub
- 2 dakikada okunur

*Karın Sessiz Öğretisi: Kudret, Acziyet ve Tevekkül Üzerine Bir Düşünce*
Kışın ilk karı düştüğünde, dünyanın üzerinde saf ve beyaz bir örtü oluşur. Tüm hareketler yavaşlar, sokaklar sessizleşir, şehir adeta derin bir nefes alır. Kar, yalnızca doğayı değil, ruhlarımızı da sükûnete davet eder. Peki, bu beyaz örtünün ardında gizlenen derin psikolojik ve felsefi anlamlar nelerdir? Ve bu anlamlar, ruh sağlığımıza nasıl katkı sağlar?
*Kudretin İçinde Acziyet, Acziyetin İçinde Huzur*
Kar yağışı, tabiatın en güçlü ve en etkileyici olaylarından biridir. Gökyüzünden düşen milyonlarca kristal, devasa bir örtüye dönüşerek yeryüzünü sarar. İnsan bu kudret karşısında ne denli küçük ve çaresiz olduğunu fark eder. Lakin bu fark ediş, bir korkuya değil, bilakis bir sükûnete yol açar. Çünkü bir şeyin kontrol edilemezliği, onu teslimiyetle karşılamayı öğretir.
Modern insan, her şeyi yönetmeye, kontrol etmeye, değiştirmeye odaklıdır. Oysa hayatın akışı içinde, her şeyi yönetemeyeceğimizi, bazı durumlarda sadece ‘olmasına izin vermemiz’ gerektiğini anlamak, ruh sağlığımız için büyük bir adımdır. Kar, bu bilinci en saf hâliyle hatırlatır: Dur ve izle. Müdahale etmeye, hızla çözüm üretmeye, her şeyi kontrol etmeye çalışma. Bazen bırakmak, en güçlü eylemdir.
*Tevekkül: Ruhun Hafiflemesi*
Kar, insanı yavaşlamaya ve dinginleşmeye zorlar. Trafik durur, yollar kapanır, zaman genişler. Tam da bu noktada tevekkül devreye girer: "Ben elimden geleni yaptım, gerisini akışa bırakıyorum." İşte bu farkındalık, psikolojik iyi oluşun temel taşlarından biridir.
Tevekkül, pasif bir kabulleniş değil, aksine içsel bir güçtür. Yaşamın kaçınılmaz değişimlerini kabul etmek, belirsizlikle barış içinde yaşamak ve iç huzuru koruyabilmek, insanın ruh sağlığını doğrudan etkileyen unsurlardır. Tevekkül eden kişi, kaygıyı azaltır, stresin etkisini hafifletir ve daha mutlu bir ruh haline kavuşur.
*Yavaşlamanın ve Anda Kalmanın Gücü*
Kar yağışı, hayatın hızını yavaşlatır. Bu yavaşlık, modern çağın hızlı temposuna alışmış insan için ilk başta rahatsız edici olabilir. Ancak biraz dikkatle bakıldığında, yavaşlamanın aslında bir lütuf olduğu anlaşılır.
Mindfulness (bilinçli farkındalık) pratikleri, psikolojide giderek daha fazla önem kazanan bir alan hâline gelmiştir. Çünkü anı kaçırmadan yaşamak, mutluluğun anahtarıdır. Kar yağarken dışarı çıkıp yavaşça yürümek, havadaki sessizliği dinlemek, soğuğun ciltte bıraktığı hisse odaklanmak… İşte bunlar, ruhu iyileştiren deneyimlerdir.
Zihnimiz geçmişin pişmanlıkları ya da geleceğin endişeleri arasında sıkıştığında, şimdiki anı kaçırırız. Oysa kar, bizi nazikçe şimdiye çağırır. Her bir kristalin yere düşüşünü izlemek, elimizi uzatıp eriyen tanecikleri hissetmek, tüm duyularımızı bu âna odaklamak, psikolojik iyi oluş için benzersiz bir fırsattır.
*Sonuç: Kar Yağarken İçimize Yağmak*
Kar yağışı, bize yalnızca doğanın bir döngüsünü değil, içsel bir bilgeliği de gösterir: Kudretin içinde acziyet, acziyetin içinde huzur vardır. Yavaşlamak, modern dünyanın dayattığı hızın bir zorunluluk olmadığını hatırlatır. Tevekkül, her şeyi kontrol etme çabasından vazgeçmeyi ve içsel bir güven duygusunu inşa etmeyi öğretir.
Öyleyse bu kış, kar yağarken dışarı çıkın. Ayaklarınızın altında çıtırdayan karın sesini dinleyin. Gökyüzünden düşen beyaz kristalleri izleyin. Ve kendinize şu soruyu sorun: "Bu anın bana öğrettiği şey ne?" Belki de cevabı, karın sessiz öğretisinde saklıdır…
YAZAN: PSK/AİLE DANIŞMANI EMİNE ADLI
Comments